Uzayın Sonsuzluğunda
Küçük Ahmet, gökyüzüne olan hayranlığıyla tanınan bir çocuktu. Her gece, pencerelerden yıldızları izler, onların arasında gezinmek için bir gün uzaya gitmek istediğini söylerdi. Ancak, bunu gerçekleştirmek için ne gerekli olduğunu bilmiyordu. Ta ki bir gün, babasının eski bilim kitaplarını karıştırırken bir şeyler öğrenene kadar.
Kitaplardan öğrendiği kadarıyla, uzaya gitmek için bir rokete ihtiyaç vardı. Ancak, Ahmet'in ailesinin maddi durumu böyle bir şeyi karşılayacak kadar iyi değildi. Fakat, Ahmet pes etmedi. Kendi roketini yapmaya karar verdi.
Küçük bir kulübesi vardı, bahçelerindeki ağaçların arasında saklı. Bu kulübü, gizlice roket yapım atölyesi haline getirdi. Eski parçaları bir araya getirerek, kitaplardan öğrendiği bilgilerle birleştirerek kendi roketini tasarlamaya başladı.
Geceleri, yıldızları izlerken hayal kurar, roketinin uzayın sonsuzluğunda nasıl süzüleceğini düşlerdi. Zorluğunun farkındaydı, ama pes etmeye niyeti yoktu. Her zorluğun üstesinden gelmek için daha da kararlı hale geldi.
Ve sonunda, uzun bir sürenin ardından, kendi roketini yapmayı başardı. Kulübünün içinde, kahverengi kulübe çatısını açarak, beyaz ve siyah yıldızlı uzaya doğru yükseldi. Roketinin içinde, onu ayın yıldızını getirmeye götürecek olan heyecanla dolu bir çocuk vardı.
Uzayın derinliklerinde, yıldızlar arasında, Ahmet'in yüzünde bir gülümseme vardı. Artık hayalini gerçekleştirmişti. Ve belki de bir gün, diğer çocuklara da kendi hayallerini gerçekleştirmeleri için ilham verecekti.